portfolyo zamanı…

portfolyo zamanı…

biraz koştururken, biraz anı yakalamaya çalışırken haziranın ortasını bulduk bile. haziran ayı bizim için aynı zamanda portfolyo ayı demek. almila nin evde eğitimini yasal olarak devam ettirdiğimiz için; her haziran ayının sonunda okula teslim edilen,  evde uygun bir eğitim yaptigimizi ve geçen seneye göre gelişme kaydettiğimizi gösteren bir portfolyo hazırlamak zorundayız. portfolyonun içine; yaşadığımız eyaletin öğretilmesini zorunlu tuttugu bütün ders başlıklarına ait (ingilizce, matematik, tarih, cografya vs. gibi) 2-3 ornek çalışma koymamız gerekiyor;  artı okuduğumuz kitaplarin listesi ve evimizde uygun bir öğretim yapıldığına dair toplayabildiğimiz bütün dokümanlari da ekliyoruz . daha sonra almila bizim seçtigimiz sertifikalı bir öğretmenle mülakat yapıyor. mülakatın sonucunda, eğer öğretmen ilerleme olduğuna kanaat getirirse, bir üst sınıfa geçmesini tavsiye eden bir mektup yazıyor. biz de bu mektubu okuldaki evde eğitimden sorumlu danışmana  haziran ayının sonunda teslim ediyoruz.

bütün bu süreç, ister istemez haziran ayının büyük  bir bölümüne damgasını vuruyor. özellikle bizim gibi okulsuzluk felsefesini benimsemiş,  ama yasal olarak okul sürecini devam ettirmek isteyen aileler icin biraz engebeli bir yol aslında. ben de bu süreci daha kolay ve basit hale getirebilmek için yaz aylarında planlar yapıyorum. mesela çocukların ilgisini çekebilecek kitapların listesini hazırlıyorum. özellikle coğrafya ve tarih ile ilgili zevkle okuyabilecekleri kaynakları toparlamaya başlıyorum. yine sonbahar öncesinde hangi projeleri yapabileceğimiz konusunda biraz daha ayrıntılı düşünüyorum. fakat bu planların çoğu,  çocukların yaz rehavetinin ve sokak oyunlarının azalması; ve kendi ilgi alanlarının ve projelerinin ön plana çıkmaya başlamasıyla, falso vermeye başlıyor. günlük olarak not tutmayı çok sevmediğim ya da alışkanlık haline getiremediğim için de çocukların sene boyunca yaptıkları çalışmaları çoğu zaman isimlerine düzenlenmiş dosyaların içine atmakla yetiniyorum. haliyle haziran ayı da benim gibi düzensiz bir anne için biraz yorucu geçiyor.

önümüzdeki sene yasal evde eğitim sürecine bennu da katılıyor. o yüzden bu aralar yine evde eğitim, okulsuz eğitim, waldorf eğitimi ile ilgili forumları takip edip önümüzdeki sene için kabataslak bazı planlar oluşturuyorum. amacım okulsuzluk felsefesinden uzaklaşmak değil elbette. sadece gelecek haziran ayında başımı en az ağrıtacak şekilde çocukların ilerleme kaydettigini gösterebileceğim bir sistem oturtmaya çalışıyorum.

bu arada okulsuzlukla ilgili uzun bir yazı dizisi hazırlamaya başladım, hatta çoğunu yazdım. çok yakında bölümler halinde yayınlamaya başlayacağım.

haziran ayının telaşelerinden kaçabildikçe zamanımızın çoğunu da bahçede geçirmeye başladık. sıcak günlerde kovayı suyla doldurup içine dalmak bera nin en büyük eğlencesi haline geldi. ben de yine geleneksel sardunya sezonunu açtım. sardunyaların dozunu az biraz fazla kaçırmış olabilirim ama bahçenin küçük bir kısmı da olsa kırmızı renge bürününce kendimi ananemin bahçesinde hissediyorum. sardunya demek köy demek benim icin, eski yağ tenekelerinin içinden fışkıran kırmızı çiçekler demek.  bir fesleğen, bir de sardunya; onlarsız yaz geçmiyor.

portfolyo dönemini kapatınca sırada bekleyen 1-2 projem daha var. ama onun öncesinde yaklaşık 7-8 parça olarak kalıplarını çıkarıp kestiğim, farklı bedenlerdeki şort, elbise, ve tşört ler dikiş makinasına girmeyi bekliyorlar. bu arada ilk defa kendim için de bir elbise ve kısa kollu keten bir tshirt kestim. elime yüzüme bulaştırma ihtimalim çok yüksek ama denemeden olmayacak. biraz kendimi de düşünme vaktim geldi, hatta geçiyor. geçtiğimiz doğum günümde  (ekim ayında) bir sene boyunca kendime yeni kıyafet almama sözü vermiştim. şimdiye kadar oldukça iyi idare ettim ama önümüzdeki 3-4 ay idare edebilecek durumda olmayacağım. özetle biçtiklerim dikilecek ve ben de bir şekilde giymek durumunda kalacağım.

eskiden yaz aylarını bu kadar sever miydim bilmiyorum, ama son 1-2 senedir yaz mevsiminin benim icin çok özel bir yeri oldu. özellikle de kış aylarında güneşsiz geçen günlerin ardından yazla başlayan ve içime dolan enerjiyle günler çok daha verimli geçmeye başlıyor.  üstelik her fırsatta bahçede minik piknikler yapmak, gece ateş yakmak, göllere gidip suda cıvıldaşan çocukları izlemek, kavuna ve karpuza doymak (ya da doyulmaz diyerek aşırıya kacmak), yaz sonunda bahçeden gelecek mısırların olgunlaşmasını beklemek, ateş böceklerini kovalamak, şimşeklerle gelen ani yağmurların altında ıslanmak ama hiç üşümemek, evi bahçeden topladığımız binbir renk çiçeklerle süslemek, akşam üstü yürüyüşlerine çıkmak, evin işlerine sonbahara kadar ara vermek, bahçede çıplak ayaklarla gezen çocukların ayaklarının tozunu yıkamadan eve girmesine göz yummak ve daha niceleri… belki de en cok umutlarımı da yeşerttiği, küçük mutluluklara ve an’lara sıkı sıkı sarılmama sebep oldugu icin seviyorum yazı.

7 Responses to portfolyo zamanı…

  1. Sevindim tekrar yazmanıza . Çocuklarin okuması için yaptığınız listeyi bizimle de paylaşır misiniz .

    • teşekkürler sevgili Müge. yazı dizisinde portfolyoyla ilgili bir bölüm yazmayı düşünüyorum. Orada kaynakları, kitapları paylaşırım. sevgiler…

  2. ne cok özlemişim blogunda takılmayı.sadece sayfalara baktım okumadım.kıyamadım okumaya sakinlik aradım.sevgiler
    aybiçe…

  3. İnandıklarınıza sahip çıkışını ve emeğinizi takdir ettim. Harika bir iş çıkarıyorsunuz, ilham veriyorsunuz! sevgiler…

  4. Selamlar,
    Baharı ve yazı özleten bir paylaşım olmuş bu. Fotoğraflar, ışık, yazı… hepsi çok güzel. Ufaklık dikkatimi çekti. :)
    Makas kullanıyor. Burada kaç yaşında acaba? Kaç yaşından itibaren makas vermeye başladınız çocuklarınıza? Oğlum 22 aylık ve makas merakı had safhada. Engellemek de istemiyorum, fotoğrafı görünce danışmak istedim. Bir de resim yapmaları için boya kalemlerini kaç aylıktan itibaren sundunuz?
    Çok teşekkürler, sevgiler.

    • sevgili Zeliha, bu fotoğraflarda oğlum, sizin oğlunuzla hemen hemen aynı yaşlardaydı. çocuk makasları ( ucu küt, keskinliği az) evde zaten mevcut olduğu için bulup kullanmaya başlamıştı. makası engellemeyi gerektirecek bir durum ne olabilir bilemedim. eğer sizi gözlemleme fırsatı bulduysa eminim nasıl kullanması gerektiğini de kavramıştır. veya yan yana oturup gösterirseniz hemen kavrar. boya , kalem konusunda susan striker ın young at art kitabını edinmenizi tavsiye ederim, hangi yaşta ne verilmesi gerektiğini ayrıntılı anlatıyor kitabında. kitabın Türkçesi de mevcut ama ismini hatırlayamadım, yazar isminden araştırıp bulabilirsiniz.

HOŞGELDİNİZ

Toprak ve doğayla bütünleşmek, evde üretmek, çocuklarımızla okulsuzluğu öğrenmek ve yavaşlamak için çabalayan altı kişilik bir aileyiz. Ziyaret ettiğiniz için teşekkürler.